30 Yaşın Bana Getirdikleri
İnsanları çok takan, kendimi
düşüncelerimi karşımdakine anlatmaya çalışan, beni anlamadıklarında üzülen bir
insandım. Yaş aldıkça ne kadar da gereksiz olduğunu beni ve enerjimi aşağıya
çeken insanlardan uzak durmam
gerektiğini öğrendim.
Öğrendim ki; herkesi olduğu
gibi kabul etmem gerek. Sakin en güzel günlerime fırtınalar yaratan insanlara
karşı duvar örmeyi başarabilince yargılayıcı görüşlerden de uzak durduğumu
gördüm. İnsanlarla ne kadar çok özelimi paylaşırsam o kadar çok müdahale
etmelerine izin verdiğimi gördüm. Üstelik bu benim hatamdı ve hatamdan ders
çıkarabildikçe bu korkunç kombinasyondan kurtulduğumu gördüm. İnsanları hayatımdan
çıkartamasam bile onları affedip mesafeli olmayı başarabildikçe sessizce
iyileşebildiğimi gördüm. . Eğer beni egolarına alet edip kendiyle çözemediği
sorunlarına beni ortak ediyorsa o kişiden nefret etmeden arama mesafe koymam
gerektiğini de öğrendim.
Öğrendim ki; kimseyi
değiştirmeden yanında mutlu ve huzurlu olabiliyorsam o insanla sonuna kadar
devam etmeliyim. Onun acılarına ortak olup onunla daha çok vakit geçirip bazen
konuşmadan sadece sarılarak onu rahatlatabildiğimi ve ona iyi geldikçe kendime
de iyi geldiğimi öğrendim. Vererek çoğaldığımı öğrendim. Onun kıymetli ve özel olduğunu
ona hissederek her fırsatta ona dua ederek güzelleştim
Az İnsan Çok Huzur
Bana enerji vermek yerine
benim enerjimi çalan insanlarla çevrilmişim. Benim için faydalı olmayan şeylere
öncelik veriyorum. O halde ‘az’ benim için her zaman daha fazla faydalı
olduğunu öğrendim. Ve arındım, duruldum, sakinleştim. Yalnız kalmanın
dayanılmaz huzuruna kavuştum. Anladım ki ne kadar izin verirsem o kadar çok
aldığım ya da alacağım kararları etkilediklerini gördüm.
Sıfır Beklenti Sonsuz Mutluluk
Kimseden bişiy beklemeden
kendi işini kendimin yapması gerektiğini öğrendim. En güzel eylemin kendi işimi
kendim yapmanın en iyisi olduğunu öğrendim. En yakınının bile kendi özel hayatı
olduğunu ve önceliklerinin her zaman ben olmamam gerektiğini öğrendim.
Teslimiyet
En en çok bu son bir buçuk
yıldır beni huzura erdiren yegane duygumun aslında Yaradan’a olduğu gibi teslim
olmam gerektiğini öğrendim. Teslim olmak insana o kadar çok huzur veriyormuş ki
gerçekten hayatın g noktasına bu erdemi koyduğunda hiçbir şey ya da hiç kimse
seni çok fazla üzemiyor. Gözyaşlarım anlık aktığında bile vicdan yapıp her
şeyin geçici olduğunu benim için doğru ve hayırlı olanı Rabbim’in benden daha iyi bildiğini düşündükçe
iç huzura kavuşuyorum. ARINIYORUM. Ben huzura kavuştukça eşimin, kızımın,
ailemin ve çevremin de yanımda huzur bulduğunu görüyorum.
Ne İstediğimi Bilmek
Kendimin ne istediğimi, ne
istemediğimi, ne aradığımı, nereye yöneldiğimi çok iyi biliyorum artık. Yaş
aldıkça evde ailemle vakit geçirmenin uzun uzun pazar kahvaltılarımızın yerini hiçbir
gezi planının ve tatilin yerini tutmayacak kadar keyifli olduğunu öğrendim. Kızımın
sağlığının kendiminkinden önde geldiğini, onun rahat uyuması için gerekirse hiç
uyumadan onun rahatını bozmadan ayağımın uyuşukluğunu göz ardı edip o anın
tadını çıkartmak olduğunu öğrendim.
Minnettar Olmak
Şu an olduğum konuma
gelebildiğim için önce Yüce Yaradan’a sonra benim buraya adım adım yaklaşmamı
sağlayan tüm insanlara karşı minnettar olmayı ve teşekkür etmeyi gocunmadan
özür dileyebilmenin hafifliğinin beni iç huzuruma daha çok yaklaştırdığını
öğrendim. Mutlu sakin ve dengeli hayatım için her günüme şükürler olsun. Minnettarım
bu yazımı okuyan dostlarıma arkadaşlarıma sevdiklerime ve beni sevmeyenlere de tabi :)